Nimzowitsch – Tarrasch Düellosu – II

Birinci bölümde Nimzowitsch’in oyun tarzı hakkında Dr. Tarrasch’ın Berliner Lokalanzeiger’deki köşesinde kaleme aldığı yorumlara cevaben Rigalı satranççının Deutsches Wochenschach’ta yayınlattığı açık mektubuna bakmıştık.

Doktor, Nimzowitsch’in mektubuna ve beraberindeki Hanham Varyantı’nda oynanacak bir tematik maç teklifine cevap vermez ama tarzına uygun olarak 1912’de yayınladığı “Die moderne Schachpartie” (Modern Satranç Partisi) adlı oyun derlemesinde genç hasmının oyununa yönelik ağır eleştirilerini sürdürür. Nimzowitsch’in (O tarihlerde halen soyadı Niemzowitsch olarak yazılıyordu) ne kadar sinirlendiğini tahmin etmek zor değil çünkü bu ağır eleştiriler genç satranççıyı 1913’te uzun ve ünlü bir makale yazmaya kadar götürür ki bu aynı zamanda “Mein System” e kadar gidecek bir yolun da başlangıcını teşkil etmesi açısından önemlidir.

Dr. Siegbert Tarrasch (1862-1934)


Bu ikinci bölümde “Die moderne Schachpartie”de Tarrasch’ın Nimzowitsch hakkında yazdıklarına göz atacağız. Dr. Tarrasch’ın yorumları okuyucuya Tarrasch’ın klasik satranç anlayışına ve kendisine dair dogmatizm eleştirilerinin haklı olup olmadığına dair iyi bir fikir verecektir. Bugün bu satranç anlayışının çok ötesindeyiz kuşkusuz ancak dikkatli bir okuyucu Tarrasch’ın klasik satranç anlayışında bazı noktalarda sonradan “hipermodern” adı verilecek yeni ekole göre daha haklı olabildiğini fark edecektir.

Nimzowitsch’in Johner (Karlsbad 1911) ve Spielmann’ı (Hamburg 1910) yendiği partileri de kitabında inceleyen Tarrasch bu oyunların analizlerinde de Rigalı hakkında fazla olumlu bir tonda yazmamıştır, örneğin Johner partisinde her iki oyuncunun da iyi oynamadığını belirtir.

Elbette Doktor, San Sebastian 1911’de Nimzowitsch’i yendiği partiyi kitaba koyma fırsatını kaçırmaz, ilginç finaliyle bilinen partiye analizsiz de olsa bir göz atmaya değer. Tarrasch’tan genç rakibine iyi bir oyunsonu dersi!

Çirkin hamlelere olan düşkünlük, yanlış oyun tarzı gibi eleştirilere genç Rigalı 1913’te cevap verecektir. Aslında şunu da söylemek gerekir ki Tarrasch’ın kendisini bir otorite olarak konumlandırıp diğer satranççıları acımasızca eleştiren tutumu sadece yeni neslin değil Lasker, Marco gibi aynı kuşağa mensup satranççıların da tepkisini çekmiştir. Fakat ilk defa yeni kuşağın temsilcisi Nimzowitsch, Tarrasch’ın karşısına yeni prensiplerle çıkmaya cüret edecektir ki buna bir sonraki bölümde devam edeceğiz.