Teichmann’ın Zaferi

Richard Teichmann (1868-1925), 1890’lı yıllarda başlayan kariyerinde hemen her zaman dünyanın en iyi oyuncularından biriydi. 1921 gibi bir tarihte, 53 yaşında ve savaş nedeniyle uzun bir süre oynamamışken Alekhine ile yaptıkları altı partilik maçın berabere sonuçlanması oyun kuvveti hakkında bir fikir verir.

Genellikle turnuvaları beşinci tamamladığı için V. Richard diye bilinen Teichmann’ın Sternstundesi(yıldızının parladığı an) Karlsbad 1911’di. Şampiyon Lasker ve aynı senenin Mart ayında San Sebastian’da kazandığı zaferle tüm satranç camiasını şaşırtan Capablanca haricinde dünyanın en iyi oyuncularının oynadığı 25 turluk turnuvayı, hem güzel hücum partileri hem de harika pozisyonel oyunlar oynayarak Rubinstein ve Schlechter’in önünde birinci tamamlayan Richard Teichmann olur. Satrancın Esasları’nı okuyanlar, 1913 Capablanca-Teichmann Maçı’nın ikinci partisini hatırlayacaktır ve elbette aklımda kaldığı kadarıyla Capablanca’nın şu sözlerini de: “Bu oyunsonu dünyanın en iyi oyuncularından birine karşı oynanmış olması nedeniyle önemlidir.” Gerçekten de hakkı fazla teslim edilmese de yirminci yüzyılın ilk çeyreğine damga vurmayı başarmış en önemli oyunculardan biridir Teichmann ve onu yenmek herkes gibi Capablanca için de bir gurur kaynağıdır.

Genç yaşta sağ gözünü kaybeden ve bu gözüne taktığı bantla bir korsan gibi görünen Teichmann’ı, sözü daha fazla uzatmadan Lasker’den dinleyelim isterseniz. Günümüzde Carlsen’in mesela Aronyan’ın bir zaferi ardından böyle bir yazı kaleme aldığını düşünebiliyor musunuz?

Teichmann’ın Zaferi

Karlsbad Satranç Turnuvası’nın Bitimine Dair

Dr. Emanuel Lasker (“Berliner Zeitung am Mittag)

Karlsbad’taki turnuva Teichmann’ın zaferiyle sona erdi. Satranç dünyası buna sevinecek. Uzmanlar, Alman savaşçının oyun tarzının üstün niteliklerini biliyordu ve neden kamuoyunun bu özelliklerine hak ettiği değeri vermediğini kendilerine soruyorlardı. Şimdi bu sansasyonel başarısı ona her zaman inanan kanaat sahiplerini sevindirecek ve bir yetenekten kendisini somut bir eylemle göstermesini talep eden kamuoyunun teveccühünü kazanacak.

Teichmann’ın artık “birinci sınıf” diye tabir edilen sınıfa yükseldiği su götürmez. Muvaffakiyeti tesadüfi değildi. Turnuva başarısı, kılı kırk yaran bir eleştirmenin bile tüm çabalarına karşın dokunamayacağı bir uzaklıkta duruyor. 25 partiden yalnız ikisini kaybetmekle kalmadı, sıralamada ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci sırayı elde eden en sert rakiplerini de yendi. Burn’e kaybettiği partide faniliğinin bedelini ödedi. Sinirleri bir defalığına mahsus herhangi bir zayıf noktada fazla gerildi ve muhakemesi bir gün için alışıldık keskinliğini kaybetti. Onun dışında zafere ulaşana kadar beş hafta boyunca azalmayan bir yetkinlikle mücadele etti.

Teichmann aşağı yukarı benimle aynı zamanda tanınmış satranççıların arenasına adım attı. 1890’lı yılların başında ben genç bir öğrenci olarak o zaman satranççıların “Dorado”su olan İngiltere’ye gittim, Teichmann da birkaç ay sonra beni takip etti. Her zaman birbirimizle dostça münasebette bulunduk. Bir defasında bir kapıdan kimin önce geçeceği konusunda hangimizin daha büyük olduğunu bilmediğimizden karar verememiştik. İkimiz de tam olarak aynı günde doğduk. Teichmann için takdirle denilebilir ki hiçbir zaman bir sanatçı kıskançlığı duymamıştır. Her zaman meslektaşlarına karşı düşünceli olmuştur. Örneğin kendisini üstün gören ihtiyar İngiliz savaşçı Blackburne’ün sahip olduğu gibi bir üstünlük iddiasında hiçbir zaman bulunmamış, aslında layık da olsa hiçbir zaman kendini bir yere koymamıştır. “Dirsek enerjisi”nden yoksundur. Kendisini betimlemek gerekirse: Eski Fransızca ve Eski İngilizcenin yanı sıra yarım düzine daha modern dil bilen ve müzik, felsefe ve diğer konular hakkında mükemmel bir şekilde tartışabileceğiniz eğitimli bir insandır, bir yandan da bir köylü gibi biraz kaba saba bir yanı da vardır.

Tam bir gezgindir, ataları belki de Hengist ve Horsa’nın orduları için topladığı o huzursuz insanlardan olan bir Saksondur. Stili herkesin ulaşmaya çalışıp sadece seçkin bir zümrenin sahip olduğu bir nesnelliğe sahiptir. Kaybetse bile, uygulamadaki ayrıntılarda yanlışlık vardır ancak bir satranç ustasının sahip olduğu en önemli şey, iyi ve kötüyü değerlendirme ve muhakeme yeteneği, nadiren yolunu şaşırır.

Vidmar’ın yazdığı turnuva kitabından final tablosu

Turnuvada ikinci ve üçüncü sırayı Rubinstein ve Schlechter aldı. Schlechter iyi bir seriyle başlamıştı ama turnuvanın ortasına, 15. tura, gelindiğinde, mümkün olan puanların ancak yarısını toplayabilmişti. Turnuvayı yüksek bir yerde bitirmesini sonlara doğru olan çabasına borçlu. 15 aydır her ciddi maç ve turnuva fırsatını değerlendirdiği için biraz orijinalliğini yitirmiş. Aşırı kullanılan beynin intikamı. İyi şeyler zaman ister. Sahneyi bir süreliğine diğer aktörlere bırakırsa akıllılık eder.

Rubinstein için bu sene şanslı bir sene değil. San Sebastian’da hak ettiği birincilik elinden kaçtı ve Karlsbad’ta çoğu zaman kendi kuvvetinin altında oynadı. Hakkında verilecek yargı kesin değil, bu da halen genç bir usta için açıklanabilir. Ancak kesin olan bir şey var, o da oyunlarının derin bir çekiciliğe sahip olduğu. En küçük üstünlüğü bile kullanmayı bilme sanatında eşsiz ve konumlarını oluşturmada estetik bir anlayış kendini dışa vuruyor. Rotlewi’de yeni bir Janowski doğmuş gibi görünüyor. Aynı zafere olan inanç, ileriye atılmada aynı cesaret ve sağlam direnç karşısında aynı başarısızlık. Genç Rus, bu yanlışından büyük ihtimalle gitmek istediği Amerika Birleşik Devletleri’nde kurtulacak çünkü Amerikanlaşan Avrupalılarda enerji bir ateş gibi alevleniyor.

Not:
“Dirsek enerjisi”: Bununla sanırım Lasker, mecazi olarak Teichmann’ın kavgacı bir tutumu olmadığını anlatmak istiyor.

Son olarak Teichmann’ın Karlsbad 1911’de en yakın rakiplerini aynı varyantta -ki kendi adını taşımaktadır- yendiği partilere göz atalım. İspanyol Açılışı’nı oynayan oyuncuların mutlaka bilmesi gereken -özellikle de günümüzde yeniden moda olan 6.d3 gibi varyantları oynuyorsa- bu iki klasik partide yüksek bir tekniğe sahip Teichmann’ı aynı zamanda iyi bir hücum oyuncusu olarak da görüyoruz:

Schlechter’i yendiği parti ise aynı zamanda güzellik ödülü almıştı: