Capablanca Mağlup Edilebilir Mi?

Her savaşçı nihayetinde yaşlandığı, zayıfladığı ve bitap düştüğü için esasen başlıkta yer alan soruyu şu şekilde değiştirmek lazım: “Capablanca şimdiki yüksek formundayken mağlup edilebilir mi?”

Cevabı yakınlarda yayınlanan ve belli bir teslimiyet göze çarpan röportajıyla kısmen Dünya Şampiyonu’nun kendisi veriyor. Hadi belki bu fazlasıyla sevilen bir “alçakgönüllülük” stratejisi olarak addedilebilir. Fakat her hâlükârda gerçek şu ki Capablanca hiçbir şekilde satranç bilgisinin, becerisinin ve çabasının sonsözü anlamına gelmiyor. Ana zayıflığı olarak satrançta “mucize”yi reddetmesini görüyoruz. Kendisinden büyük teorik atılımlar talep etmek istemiyoruz fakat tespit etmemiz lazım ki açılışların ele alınmasında çok fazla eski buluşların arkasına saklanıyor, özellikle de birkaç büyük öncülü takip etmeye eğilimi var. Örneğin Marshall ile olan maçında Lasker’in serbestleştirme manevrası 6…Af6-e4’ü (Vezir Gambiti’nin Ortodoks devam yolunda) sıklıkla kullanıyor. Hatta Lasker’e karşı maçın ünlü 10. partisinde artık -kendisine bir dizi iyileştirmenin ardından zaferi getiren- arkaik sayılabilecek Steinitz Manevrası’nı (Va5, Fd7, Kd8 vs.) uyguluyor. Siyah taşlarla istisnasız bir şekilde sağlam İspanyol ve Vezir Gambiti açılışlarını seçmesi bu gözlemimizin ardından elbette son derece tabii görünüyor. Mac-Cutcheon Savunması’na karşı kendisi, Lasker’in sadeleştirme sistemi 5.exd5’i kesin bir doğru olarak kabul ederken New York’ta da gördüğümüz gibi Lasker daha yeni ve keskin metotlara başvuruyor (5.Ae2?!). Eğer Capablanca’nın fazla analiz edilmemiş herhangi bir varyantta takip edeceği parlak bir model yoksa oyun anlayışı (örneğin Sicilya veya Hollanda Savunması’na karşı) belli bir yüzeysellik gösteriyor, gerçi böyle bir durumda da harika taktik yeteneği daha parlak bir şekilde ışıldıyor!

Savielly Grigoriewitsch Tartakower

Capablanca’yı mağlup edebilmek için parlak bir fantezi ve yeterli bir teknik eğitim gösteren gözüpek bir yeni satranççı (Alekhine? Reti?) çıkarsa, Kübalı tarafından tamamına erdirilmiş satranç misyonu yüce bir misyon olarak addedilebilir; savaşçı Steinitz, filozof Lasker’den sonra bir “dünya insanı” geldi ve büyüleyici kişiliği ve zarif oyun tarzıyla satranç sanatının popülerleşmesine muazzam katkılarda bulundu…

Satranç tahtı sallanıyor. Dünya şampiyonluğu sorunu aslında şöyle ifade edilebilir: 10.000 Dolarlık zırh delinebilir mi?

Dr. S. G. Tartakower

Wiener Schachzeitung 1925

Not: Aslında Macar satranç dergisi Magyar Sakkvillag’ ta yayınlanmış bir makale, Wiener Schachzeitung bu dergiden alıntılamış.