Tarrasch’ın Gözünden Lasker – Tarrasch 1908: Münih’e Taşınma ve 5. Parti

Münih’te maçın organizasyonu Düsseldorf’takinden çok daha parlaktı. Organizasyon komitesi, oyun alanını ikramlarla yeterli ölçüde donatmaya ve genel olarak bir bayram havası yaratmaya büyük çaba göstermişti. Ayrıca maçın duyurusunun yapılması için de hiçbir masraftan kaçınılmamıştı, bütün salonlara ve sokak köşelerine konulan afişler maç hakkında halkı bilgilendiriyor ve ziyarete davet ediyordu. Gerçekten de, şehir idaresi tarafından kullanıma sunulan belediye salonunun uygun olmadığı ortaya çıkınca maçın düzenlendiği, Müze Derneği’nin odaları çok yüksek sayıda ziyaret ediliyordu;  günde ortalama 1400 kişi, fakat bazı günlerde bu sayı 2400’e kadar çıkıyordu. Sadece kısa bir zaman için (12-18 Eylül) maç, Lasker’in tabiriyle içinde ilham perisini yaşatan, eski ve güzel belediye salonuna taşındı fakat sonrasında yine müzeye geri dönmek zorunda kaldık zira belediye salonu başka işler için tahsis edilmişti ve maç da böylece müzede tamamlanmış oldu.

Münih’te maçın büyük kısmının oynandığı Müze Cemiyeti’ne ev sahipliği yapan Palais Porcia (1891)

Lasker seyahatten ötürü kendini yorgun hissettiği için maça 31 Ağustos’ta kaldığı yerden devam edilemedi ve böylece 12:30’da müze salonunda sadece bir açılış töreni yapıldı. Maçın düzenlenmesinde ve idaresinde büyük hizmetleri olan Organizasyon Komitesi Başkanı Yarbay Kürschner, öncelikle salondaki bazıları uzak yerlerden gelmiş çok sayıda satranç dostunu selamladıktan sonra açılış konuşmasına şöyle devam etti:

“Münih satranç çevrelerinin şehir idaresi tarafından sıcaklıkla karşılanan talebi ve her ikisi tarafından gösterilen cömertlik, satranç dünyasının yıllardır ulaşmaya çalıştığı hedefe giden yolda bir temel oluşturdu. Coburg’tan Alman Satranç Birliği Başkanı Bay Profesör Dr. Gebhardt ve Nürnberg’ten Bavyera Satranç Birliği Başkanı Bay Schenzel’in enerjik ve etkili çalışmaları aralarında birçok Bavyera kulübünün de olduğu Alman satranç kulüplerinin ve cömert bağışçıların fedakarlıklarıyla başarılı bir şekilde ödüllendirilmiş oldu. Alman sınırlarının dışında da fedakarlıklar vuku buldu. Kayıtlarımızda dost ve sevgili Avusturya’dan gelen değerli bağışların yanı sıra Amerika’dan gelen ve dolayısıyla maça olan ilginin ne kadar büyük ve yaygın olduğunu kanıtlayan bir bağış da bulunmakta. Artık vakit geldi! New York’tan Dr. Lasker ve Nürnberg’ten Dr. Tarrasch Düsseldorf’ta başlayan maça şimdi Münih’te devam etmeye ve büyük mücadelelerini bir neticeye erdirene kadar sürdürmeye hazırlar. Baylar! Sizleri Organizasyon Komitesi adına gönülden selamlıyor ve tüm satranç dünyası namına bu zorlu çabayı göstermenizdeki istekliliğiniz için size teşekkür ediyorum. Ve şimdi, değerli baylar, Tanrıça Caissa kime çam yaprağını bağışlarsa O bu gerçek silahlarla yapılan zorlu savaşta kazanılmış zaferin haklı sahibi olacaktır. Baylar! Her iki satranç kahramanına da üç defa selam!

Bundan sonra Bay Schenzel sözü aldı ve şu konuşmayı yaptı:

Çok değerli hazirun!

Bavyera Satranç Birliği adına saygıdeğer büyükustaları selamlamaktan memnuniyet duyuyor onlara sevgili memleketimize hoşgeldiniz demek istiyorum. Umuyorum ki zafer tacı için yaptığınız bu mücadeleniz, ideal amaçlar uğruna heyecan taşıyan kurum ve kişilerce gösterilen fedakârlık e sağduyu sayesinde ileriye doğru yürüyüşüne devam eden günümüz satrancı için verimli bir etki yapsın.

Münih satranç kulüpleri günümüzün en önemli iki satranç sanatçısı arasında 15 yıldır beklenen bu maçı artık gerçekleştirmek adına talepte bulunmuşlardı. Münih satranç dostlarına ve temsilcilerine ve saygıdeğer Başkan Yarbay Kürschner de aralarında olmak üzere Organizasyon Komitesi üyesi baylara özverilerinden ötürü teşekkür ediyor ve sergiledikleri asil çabanın tüm satranç dünyasını bu soylu oyunun daima gelişmesi ve yayılması yolunda ortak bir rekabete sevk etmesi adına örnek olmasını diliyorum. Fakat eğer bu uğurda Mühih şehir idaresi bize eşsiz bir dost ve yardımcı olmasaydı tüm çabalarımız yine bir süs olarak kalır ve kum gibi dağılırdı. Belediye kurumları her iki büyükustaya da dünya şampiyonluğu unvanı için maçlarını Münih şehrinin surları içerisinde oynamaları için resmi bir davetiye yolladı ve bu davetiyelerine maçın oldukça yüksek masraflarını karşılamak adına önemli bir meblağ sağlayacaklarını da bildiren yüce gönüllü kararlarını da eklediler. Bu başarının çekirdeğini içinde taşıyan bir eylemdi. Tüm kültür alanlarında anavatanın yakın veya uzak kardeş şehirleriyle rekabet halindeki Bavyera metropolü, güzel sanatlara hamilik yapmak konusunda Almanya şehirleri arasında ilk sırada yer almaya doğru emin adımlarla ilerliyor. Bunun artık satranç sanatı alanında da böyle olduğu unutulmayacaktır. Sonraki nesiller şimdiden bin yılı aşmış satranç tarihine baktıklarında Münih’in satranç sanatının hak ettiği yere gelmesinde itici bir güç rolünü oynadığını fark edeceklerdir. Tüm milletlerden büyük siyasi gazeteler, binlerce satranç köşesi ve konuyla ilgili dergiler Münih şehrinin ve kurumlarının örnek olması gereken kararlarından bahsetmişler ve böylece Münih şehrinin namı dünya çapında da yayılmıştır. Fakat sadece cömertliği nedeniyle değil, aynı zamanda kişisel görüşmelerde sergilediği uzlaştırıcı tutumla da -özellikle de pek saygıdeğer Belediye Başkanı Dr. von Borscht tarafından sergilenen- Münih şehri çabamızı onurlandırmıştır. Bavyera Satranç Birliği ve inanıyorum ki burada hazır bulunan herkes ve tüm satranç dünyası adına, şehrimizin her iki kurumuna da, dünya şampiyonluğu maçının oynanmasına dair yüce gönüllü arzuları ve çabaları için en kalpten teşekkürlerimi belirtmek istiyorum.

Bavyera’nın bu güzel başkenti, Alman şehirlerinin tacındaki bu inci, umuyorum ki gelişsin, serpilsin ve büyüsün. Burada bulunan değerli konuklardan bana bu teşekkür haykırışımda eşlik etmelerini istiyorum: “Başkent ve imparatorluk şehri Münih, çok yaşa!!!”

Münih’teki eski belediye binası salonundan bir görünüm

Bu coşkulu konuşmalardan sonra sözü ben aldım ve Münih şehrine, Münih satranç kulüplerine ve ayrıca yüce gönüllü bağışçılar ile maçın gerçekleşmesinde hizmetleri bulunan herkese gönülden teşekkürlerimi belirttim. Böylece tören sona erdi ve bir sonraki gün maç yeniden başladı.

Bu parti rakibim tarafından kusursuz bir şekilde idare edildi. Beyaza avantaj sağlayan 16. Fg5 hamlesini daha üçüncü partiden sonra zaten en kuvvetlisi olarak belirtmiştim fakat yine de oyunun kaybedilmek zorunda olmadığına inanıyordum zira bir usta bana buna karşı yine de 16…h6? hamlesini oynayabileceğimi öğütlemişti. Ama bu hamle iyi değildi ve hemen güçlüklerle karşılaştım; bu güçlükleri engellemek için g7-g5 oynayarak kendime yeni zorluklar yarattım. 25. hamlede Ag6 oynamayı kaçırdıktan sonra konumum tamamen savunulamaz bir hal aldı. Bu rakibimin baştan sona benden daha iyi oynadığı ilk oyundu.